Bazen öngörülür bir şey, hissedilir veya tahmin edilir.
Atmaca olarak değil, sallamaca olarak hiç değil.
Destekli olarak tahminde bulunma.
Benim burada dokunmak istediğim o değil.
Benim bir düşüncem var geleceğin yönelimine dair.
Yani bir çok noktada oluyor, arada bunları paylaşmak istiyorum. O nedenle (1) var zaten başlıkta.
Bunları yazdıktan sonra, mutlaka olacak diye bir şey yok.
Bu yazdıklarım olursa da, evet ben bildim deyeceğim de yok.
Sadece ben, şu anda hayatın belirli alanlarının belirli bir noktaya aktığını hissediyorum ve bunu paylaşmak istiyorum beni takip eden büyük kitlemle :)
(1)
Eğitimci diyorum kendime, ilk öngörü eğitim ile ilgili.
Son 10-15 yılda eğitim anlayışı davranışçı akımdan çıktı, artık yeni bir yaklaşıma sahibiz "constructivism" yapılandırmacılık.
Bunu uzun uzun yazmak doğru değil.
Şimdi benim aklımda şu var:
Sosyallik gitgide önem kazanıyor. İnsanlar okullarda değil, dışarılarda bir şeyler öğreniyor. "Eğitim kurumu" anlayışı ortadan kalkıyor. Düşünün sınıflarda ne kadar çocuk ayakta, dersi dinlemeyip dolanıyor, konuşuyor. Demek ki yeni jenerasyon bizden ve öncekilerden farklı. Oynamayı, zıplamayı seviyorlar.İletişim ve deneyim ile bir şeyler öğrenmeyi istiyorlar.
Ben bunlardan dolayı artık öğrenmenin daha da aktif olmasını, bilişten "cognition" sosyalliğe geleceğini düşünüyorum.
Problem odaklı program diyoruz biz buna.
Dersi dışarda yapmak mesela, İnşaat mühendisliği okunuyorsa bir tek kitap olmayacak size ait. Her şey sokaklarda, "action" yani.
Tavsiyem "project based learning", "discussion" ve "case study" gibi yöntemlerin çok iyi ve gerçekten öğrenilmesi. Çünkü bunlar geleceğin tekniksel açıdan en değerli şeyleri olacaklar.
Bu yazıyı okuyan öğretmenler lütfen gerçekten bunları kullansın derslerinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder