Lisans hayatında aldığım eğitimle yapılandırmacı yaklaşımı öğrendim ve ateşli bir savunucusu oldum. Ta ki bugün okuduğum makaleye kadar.
Makale Kirschner, Sweller ve Clark (2006) Educational Psychologist dergisinin 41(2)'sinde yayınlamış.Öğretim Model ve Yöntem'leri ile ilgili araştırma yaparken gözüne çarptı. Makale de contructivist yaklaşımı yerine dibine sokuyor. Hem de bir ton bilimsel veri ve açıklama ile.
Başlarda çok çekici geliyor, belki de, "kendi bilgimiz inşa etmek". Ya da "öznel bilgi" çok da önemli. Açıkçası makalenin amacı bir "epistemoloji" olan yapılandırmacılığı kenara itmek değil. Aksine ona saygı duyuyorlar. Yazarlar bu akıma dayanan öğrenme ve öğretme stratejilerine karşı geliyorlar. Özellikle Discovery Learning ve Problem ve Inquiry-based Learning için kallavi araştırmalardan yararlanmışlar. Onlara göre, minimal ya da hiç yapılmayan yardım (guidance) bazen az öğrenmeye bazen hiç öğrenmeye bazen ise negatif öğrenmeye yol açıyor. İlginç değil mi? Benim de hayallerim aynı gemide suya batmıştı.
Çok önemli bir nokta var. Ve belki de 85 kere aynı şeyi farklı kelimeler ile yazmışlar: Bu yaklaşımlar "novice" öğrenciler için uygun değildir. Bir de şu var, önbilgisi olan öğrenciler için kimi zaman yararlı olduklarına şahit olmuşlar. Burada bir an olsun, "constructivist approach" kurtuluyor mı diyecektim. Fakat yazarlar, özellikle Sweller, ne yapıp etmiş meta-analiz sonuçlarını ortaya dökerek bu umudumu da söndürmüş.
Makaleyi çabucak bitirdim, keyifliydi. Yapılandırmacılık hayranlığıma bir tekme attı, ciddi acıtan. Bir anda kendimi "addicted to direct instruction" yapasım geldi. Fakat biraz daha okumalı ve karşı makaleleri de değerlendirmem gerektiğini düşünüyorum. Çarpıcı olan şey ise, sonunda birinin zaten çıplak olan şeyi yüksek sesle dile getirmesini zevkle izledim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder