Bazı kelimeler her alanda farklı anlamlar kazanabilir. İş dünyasında sektörlere göre bunun olması pek doğaldır. Fakat bazı pozisyonlara kelime anlamının dışında anlam yüklemek biraz yanlış gibime geliyor.
Günümüzde "Satış Danışmanı" kavramı pek çok yerde ve özellikle mağazalarda kullanılmakta. Hepimizin mağazada alışveriş yaparken yanımıza gelen ve yardımcı olmak isteyen insanlar ile münasebeti olmuştur. İşte onlara danışman denmektedir. Bana göre bu bir bakıma yanlış. Çünkü danışman bilgi ve tecrübesine güvenilen ve inanılan, bilmeyeni yönlendiren kişi anlamına gelir. Satış danışmanının size giysi hakkında bilgi verdiğine pek nadir rastlamışsınızdır. Genelde kısa ve bilindik sorular sorulur ve cevaplanır.
Eğitim alanındaki "danışma" da yukarıda tanımlandığı gibi yol gösterme üzerine kurulmuştur. Problem çözen ve öngörüsü olan bireyler ihtiyacı olan insalara yardımda bulunurlar. Danışma pek tabii ki tecrübeli ya da ilim sahibi insanlara yapılmalıdır. Tecrübe ile gelen birikim bana göre "uzman" ünvanını getirmemektedir. Üniversitelerde uzmanlık alanında en az yüksek lisans programlarına katılmak şarttır. Kaldı ki ingilizcedeki "master" da yüksek lisans sonrası alınan ünvanı işaret etmektedir.
Dersaneler, okullar ya da işletmeler "eğitim uzmanı" ya da "eğitim danışmanı" başlıklı ilanlar veriyorlar. Detaylarda, diksiyonu düzgün, kayıt işlerini yapabilen, bilgisayardan anlayan niteliklerden bahsediliyor. İşte günümüzde danışman ve uzman olarak görülmek biraz basite kaçmaktadır. Siz hiçbir ekstra bilgi gerektirmeyen işleri yaparsanız bile danışman olmaktasınız. Ben buna kesinlikle katılmıyorum.
Yüksek Lisans ve Uzmanlık
Üniversitelerde uzmanlık almak için yüksek lisans yapmanın şartından bahsetmiştim. Peki kimler uzman olabilir?
Ülkemizde eğitim fakültelerine giden öğrenciler için çok dar bir bakış ile "öğretmen" gözü ile bakılmaktadır. Burada eksik olan bir nokta var. Danışman ya da uzman olmak için eğitim ve öğrenmenin, hatta öğretimin, temellerini bilmek gerekmektedir. Bu bakış açısı ile, eğitim fakültesinden mezun olan her bireyin uzman ve danışman olmaya eğilimi oluşmaktadır. Bu yüksek lisans ile ilerletildiğinde ortaya tam manası ile insanlara yardım eden, onların sorunlarını çözen, iş planlaması yapan, ihtiyaç analizi yaparak başlangıç seviyesini etkin kullanan bireyler çıkar.
Sonuçta, bir işi iyi bilmek insanı asla uzman yapmaz. Bir işte birilerine yardım edip onları yönlendirebilmek o insanı danışacak biri yapmayabilir. Ülkemizde danışman ve uzman niteliklerinin dar kullanımını bir çok alanda gördüğüm için bu durumdan rahatsızlık duymaktayım. Bir nevi kandırmaca olan bu durumda bence bireyler kendi farkında olmalı ve hangi işin neleri gerektirdiğini bilmelidirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder