6 Ocak 2014 Pazartesi

Doğum Günleri Hakkında Neler Düşünürüz?

Doğum günleri, yıldönümleri insanlar için bazen anlam taşır bazen taşımaz. Üniversitedeyken Yaman isimli bir arkadaşım vardı. Daha yeni tanışmıştık. Bugünün tarihini sorduğumda söyledi ve duraksadı... gülümsedi... sonra iki saniye önceki ruh haline geri döndü. Ne oldu dediğimde "Galiba bugün benim doğum günüm" dedi. O zaman çok tuhaf gelmişti bana, insan nasıl olur da kendi doğum gününü unutur diye!

Amerika'da insanlar doğum günü hazırlıklarına bir ay önceden başlayıp, o günü çok özel geçirirler. Bu biraz kültür, biraz yaşantı, biraz tarz ve biraz da arkadaşlarla alakalı bir şey olsa gerek. Yine üniversitedeyken, çok sevdiğim bir arkadaşım doğum günüm için sürpriz bir organizasyon yapmıştı da, ben evime gitmek zorunda olduğum için gidememiştim. Ama neyse ki çok güzel bir montum olmuştu o gün!

Doğum günü bazıları için hatırlanmak olur. Normalde size selam vermeyen insanın sanal ortamda sizin doğum gününüzü kutlaması bence artık alışılabilir bir şey. Kimsenin, aileniz dışında, sizin doğum gününüzü ezberlemesine gerek yok. Hele ki İstanbul gibi koşturması bol olan bir şehirde yaşıyorsanız. O nedenle sanal hatırlatıcılar artık gerekli hatta zorunlu bir hal aldı doğum günü hatırlatma görevinde!

Bir de özel bir kişinin sizin doğum gününüzü kutlaması var. Bu yakın arkadaşlarınız, eşiniz, aileniz veya sevgiliniz olabilir. Birinin olması iyidir aslında. Eğer doğum gününden beklentileriniz yüksekse bu özel kişi ya da kişiler sizi sevindirir. Bir de işin hediye boyutu var tabii ki. Bazen Koton'dan değiştirme kartıyla alınan bir gömlek ya da TEKNOSA'dan 100TL'lik hediye çeki yapmacık hediyeler olabilir. Bu tarz hediyeleri alınca sanki insan bir karamsarlık yaşamaz mı? "Düşünmüş de almış" ya da "Buraya gelirken 5 dk önce almış, özensiz hediye" fikirleri aklınıza dolanabilir. Bu iki ayrık düşünce arasında gidip gelseniz de, hediye sizi mutlu eder. Bazen de size özel bir albüm oluşturur o özel kişi. İçinde beraber geçirdiğiniz güzel günlerden oluşan bir sürü fotoğraf vardır. El emeği göz nuru olan bu hediye sanki daha çekici sanki daha içtendir. Değil midir?

Bazı arkadaşlarınız da vardır, telefonla arar kutlarlar. İşte onlar samimidir bence. Ses tonlarından sizi sevdiğini anlarsınız. Değer verdiğinden arar, evine davet eder, size pasta yapmak istediğini söyler. Pasta yapmasa da siz ona gitmeseniz de, işte o arkadaş candır! Çünkü insana verilen değeri onda görürsünüz.

Genel bir doğum günü resmi çizdikten sonra, bir de selfie yapmak gerek aslında! Doğum günü sahibinin de kendi doğum gününü kutlaması gerekir bazen sanki? Bir filmde, kadın kendine çok güzel bir masa hazırlayıp, güzel yemekler yapıp doğum gününü bu yemekleri yerken kutluyordu! İşte bu mutluluktu! Amerika'da insanlar sizinle ilk tanıştıklarında "eğlenmek için ne yaparsın" benzeri sorular sorarlar. Bu soruya maruz kalan ben ve maruz kaldığını gördüğüm diğer kişiler hep bir düşündü. Bir anda insanlar eğlenme ya da mutlu etmek için yaptıkları şeyleri bulamaz oluyor! Acaba gerçekten yapmadıklarından mı? Bu soruya cevapları olmadıklarından mı bekliyorlar, bilimem. Düşündüğüm şeyse, doğum günü sahibi bence o gün kendini eğlendirecek selfie'sini çekmeli. Bu soruya cevap veririken düşündüğü ve bulduğu en iyi yanıt, onun hediyesi olmalı! Tek başına kalmış ve melankolik bir tablo gibi gözükse de bazen bireye lazım olan sadece kendidir, kendine en iyi hediye yine kendidir!

Bu yazıyı 27 yaşımı bitirdiğimi şu günlerde yazıyorum. Yaşananları düşünerek ve yaşanılacakları hayal ederek... Bana göre, her şeyden öte doğum günleri sanırım "muhasebe günü", "ne attık ne ettik" günü... Ya da benim kendime hediyem bu olmalı!

Peki sizin kendinize doğum gününüzde hediyeniz ne? Doğum gününüz gelmeden oturun düşünün bence :)