Türkçe'de karşılığı nasıl bilemiyorum ama İngilizce'de yalnızlığın farkını ortaya koyan iki kelime var. Birisi "alone", anlamı tek kalmak. Yani yanınızda kimsenin olmaması. Diğeri de, "lonely", anlamı psikolojik olarak yalnız olmak. Belki kalabalık bir yerde arkadaşlarınız ile olabilirsiniz ama lonely olabilirsiniz.
İnsanın temel ihtiyaçlarından biri sevilmek ve değer görmek (bakınız: Maslow's Hierarchy). Nasıl sevilmek ve kimin tarafından olduğu ilk etapta önemli değil. Bir düşünün hepimiz ilgi görmek istemez miyiz? Bazı zamanlarda ilgilenen kişiye ters davransak da aslında bizi mutlu etmez mi bu. Elbette eder...
Bana göre insanlar birlikte olmanın değerini yalnız kalınca anlıyorlar. Düşünün bir, öğrencilik zamanlarında tatildeyken ya da uğraşacak bir şey yokken canınız sıkılmıyor mu? Kısa da olsa bir yalnızlık hissi oturmuyor mu içinize? Süresi kısa çünkü yalnızlığınızı giderebileceğiniz bir ortamınızın oluşması muhtemel. Pekii, bu ihtimalin olmadığını bir düşünün. Yalnızlığınız hiç ama hiç bir şekilde giderilemeyeceğini.
Bana kalırsa, yalnızlık da insan için bir imtihan. Yani bir takım güzelliklere ulaşmak ya da belirli insani vasıfları ve faziletleri kazanmak adına bir deneme. Ne ölçüde bu sınavı geçersek o derece iyi şeyler karşımıza çıkıyor. Bir merdiven gibi düşünebiliriz bunu. Her basamaktan sonra mutlaka yüksek bir basamak var ve atılan her adım hedefe sizi daha da yaklaştırıyor.
Yalnızlık korkutucu... Yalnız kalmadan hepimizin birlikteliğin değerini anlamamız gerekiyor.